2 Ağustos 2008 Cumartesi

iPhone 3G kırıldı ( Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı )

iPhone 3G kırıldı
Bugün piyasaya çıkan iPhone 3G’nin işletim sistemini kırdılar.

Günlerdir haberini yaptığımız iPhone 3G, ABD’de birkaç saat önce diğer ülkelerde de gün içerisinde satışa sunuldu. Günlerce insanların Apple dükkanlarının önünde kamp kurduğu iPhone 3G’nin işletim sistemi OS 2.0, iPhone Dev Team tarafından kırıldı.


Bir önceki model, çıkışından sonraki günlerde kırılmışken, yeni modelinin daha çıktığı gün kırılmış olması tabii ki akıl almaz bir durumu da ortaya koyuyor. İçinde bulunduğumuz saatler içerisinde ABD’de Apple mağazaları, son günlerindekinden çok daha kalabalık durumda. iPhone 3G’ye sahip olmak isteyen insanlar tabir yerindeyse resmen birbirlerini eziyor.

Dünyada Bilgisayar Kullanıcısı 1 Milyarı Geçti ( Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı )

Dünyada Bilgisayar Kullanıcısı 1 Milyarı Geçti
Dünyada kişisel bilgisayar kullanıcısı sayısı 1 milyarı geçti. Bu yıl 180 milyondan fazla bilgisayarın yenilenmesi beklenirken, bunlardan 35 milyonunun ise çöpe atılacağı tahmin ediliyor.

Araştırma firması Gartner’e göre, gelişmekte olan ülkelerdeki güçlü büyümeyle birlikte 2014 yılı başında kişisel bilgisayar kullanıcısı sayısı da ikiye katlanacak.


Gelişmiş ekonomiler kişisel bilgisayar kullanan ilk bir milyarın yüzde 58′ini oluştururken, ikinci bir milyarda ise kişisel bilgisayar kullanıcılarının sadece yüzde 30′unu temsil edecek.

Gartner, bazıları farklı kanallarla ikinci sahiplerine satılmak, bazıları kullanılmaz hale gelmek ve geri dönüşüme tabi tutulmak, birçoğu ise çöpe atılmak kaydıyla bu yıl 180 milyondan fazla bilgisayarın yenilenmesini beklediğini bildirdi.

Firma uzmanı Meike Escherich, 35 milyon bilgisayarın çöpe atılacağını tahmin ettiklerini belirtti.

Rusya Çin’i Geçti ( Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı )

Rusya Çin’i Geçti
Bilişimin yer altı dünyasında, spyware ve diğer zararlı yazılımları yayma yarışında kıyasıya rekabet sürüyor. PC Tools’un yayınladığı sıralı tam liste haberimizde.

Teknolojinin karanlık tarafı, spyware ve zararlı yazılım yapımcıları da kendi içlerinde rekabeti sürdürüyor. Güvenlik yazılımı yapımcısı PC Tools‘un yayınladığı rapora göre, spyware ve zararlı kodların anavatanı olarak bilinen Çin, ufak bir yüzde farkıyla Rusya tarafından geçildi.


Aynı zamanda spam e-postalarıyla da meşhur olan Rusya, son verilere göre zararlı yazılımların % 27,9 hissesine sahip olarak dünya genelinde birinci oldu. Hemen arkasından ise % 26,5 ile Çin geliyor. Amerika ise % 10 ile üçüncü durumda.

Hedefte Türkiye de Var

Rusya’nın zararlı yazılım sunucu servislerinin Türkiye, Malezya, Çin, Panama, Singapur ve Hindistan sunucularında reklam olduklarını belirten PC Tools analisti Sergei Schevchenko, Russian Business Network adlı meşhur kötücül yazılım dağıtıcısının ipinin çekilmesinin de işe yaramadığını vurguluyor. Listenin geri kalanı ise şöyle:

1 - Rusya - % 27,89
2 - Çin - % 26,52
3 - ABD - % 9,98
4 - Brezilya - % 6,77
5 - Ukrayna - % 5,45
6 - İngiltere - % 5,34
7 - Fransa - % 3,81
8 - Almanya - % 2,14
9 - İsviçre - % 1,6
10 - İspanya - % 1,37

Kadınlar yuvarlak hatlarını kaybediyor ( Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı )

Kadınlar yuvarlak hatlarını kaybediyor


--------------------------------------------------------------------------------

Ortalama kadın vücudunun şekli yuvarlak hatlarını kaybederek giderek düzleşiyor.

İngiliz The Telegraph gazetesinde yayınlanan habere göre, beslenme ve günlük yaşam tarzlarında
meydana gelen değişikliklerin sonucu olarak son 50 yılda kadın vücudunun şeklinin ‘ince bir kadeh gibi’ kıvrımlı olmaktan ‘kutu gibi’ bir şekle dönüşmekte olduğu bildirildi.

Habere göre son 50 yılda kadınların ortalama ağırlığı 8.5 kilogram artarken, ortalama bel ölçüsü de 62'den 75 cm'ye yükseldi. yükseldi. Bu eğilimin devam etmesi halinde 21. Yüzyıl'ın sonuna doğru ortalama kadın beli ölçüsü 80 cm'nin üzerine çıkacak.

Bel ölçüsü giderek kalınlaşırken göğüs ve kalça ölçülerinin aynı değerlerde kalacağı öngörülüyor. Prima adlı İngiliz kadın dergisi tarafından desteklenen araştırmanın sonuçlarını yorumlayan dergi editörü Marie Dahey, şunları söylüyor: "Eğer bugünkü yaşam ve beslenme tarzımızı devam ettirirsek kadın vücudunun o güzel ve seksi kıvrımları ortadan yok olup gidecek. Kadın vücudunun erkek vücuduna benzeyeceği bir senaryodan bahsediyoruz. Kelimenin gerçek anlamıyla ‘kemerleri sıkmamız’ gereken bir dönem bu çünkü bel genişliğimiz büyükannelerimizin bel genişliğinden ortalama 18 cm daha fazla."

DAHA FAZLA KALORİ HARCANIYORDU

1950’lerin kadınları bugünkü kadınlara kıyasla günlük yaşamlarında daha fazla kalori yakıyorlardı. Ev işi yapmak bugüne kıyasla çok daha zor ve yorucu idi. Ve gene 1950'li yıllarda kadınlar günlük yaşamlarında daha fazla yol yürümek zorunda kalıyorlardı.

Araştırmayı yöneten obezite uzmanı Dr. Ian Campbell "1950’lerin kadın vucuduyla bugünkü ortalama kadın vücudu arasındaki ölçü ve ağırlık farkı, modern yaşamın getirdiği kolaylıklardan ve değişen beslenme alışkanlıklarından kaynaklanıyor. Aradaki farkın, yakılması gereken fazladan yağ miktarı olduğunu söyleyebiliriz" dedi.

Londra metrosu hack’lendi ( Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı )

Londra metrosu hack’lendi
Güvenlik tedbirleriyle sık sık gündeme gelen Londra metrosunda güvenlik skandalı.

Hollandalı araştırmacılar sıradan bir laptop kullanarak yolcuların bilet parası ödemek için kullandıkları “smartcard”ları taklit ederek Londra Metrosu’nda bedavaya yolculuk yapmayı başardılar. Bu olay büyük bir güvenlik açığına işaret ediyor, çünkü benzer kart sistemleri binlerce devlet dairesinde, hastanede ve okulda kullanılıyor.

“Oyster Card” denilen transit kartlarından piyasada 17 milyon kadar bulunuyor. Yapılan açıklamaya göre bu güvenlik ihlalinin yolculara herhangi bir zararı yok ve elde edilebilecek tek şey bir günlük bedava yolculuk. Fakat iş burada bitmiyor.


Oyster Card’larda kullanılan Mifare çipi, binlerce güvenli alana geçiş sağlamak için de kullanılıyor. Güvenlik uzmanları, yapılan güvenlik ihlalinin kamu güvenliği için bir tehlike oluşturduğunu ve kartların değiştirilmesi gerektiğini belirtiyorlar.

Hollanda hükümeti bu olayı ciddiye alarak ve devlet binalarının güvenlik sistemlerinde kullanılan smartcard’ları değiştirmeye başladı.

Hackerlar Londra Metrosu’ndaki kart okuyucularından birini tarayarak sistemi güvenli tutan kriptografik anahtarı elde etmeyi başardılar. Bu anahtar laptopa aktarıldı ve böylece bilgisayar bir kart okuyucusuna dönüşmüş oldu. Bilgisayarı yolculara yaklaştırarak kartlarında bulunan bilgileri kablosuz bağlantı yardımıyla elde eden hackerlar, ellerindeki bilgileri kullanarak yeni kartlar programladılar.

Araştırmacılar aynı tekniği kullanarak birçok binanın güvenlik sisteminden geçmenin mümkün olduğunu belirtiyorlar.


©

ABD Dünyadaki Tüm Bilgisayarları Kontrolü Altına Alacak( Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı )

ABD Dünyadaki Tüm Bilgisayarları Kontrolü Altına Alacak
ABD önce bilgisayarlara saldıracak!
ABD hava kuvvetleri dünyadaki tüm bilgisayarları kontrolü altına alacak bir plan üzerinde çalışıyor.


Wired’ın haberine göre ABD hava kuvvetleri dünyadaki tüm bilgisayarları kontrolü altına alacak hacker araçları geliştirmek istiyor. Hazırda tutulacak olan siber-askerler barış zamanında düşmanların bilgisayar altyapılarına sızıp bekleyecek, bir tehdit söz konusu olduğunda, kontrolü ele geçirecekler.

ABD hükümetinin online savaş konusuna ciddi bir yaklaşım tarzı olduğu biliniyor. İç güvenlik bakanlığı (Department of Homeland Security, Darpa) 30 milyar dolarlık bir beş yıllık “ulusal siber güvenlik girişimi” planını hayata geçiriyor. Oluşturulacak olan test sahasında federal hükümetler tarafından desteklenen hacker’lar en son saldırı ve savunma yöntemlerini test edecekler.

Geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir hava kuvvetleri reklamında “bir zamanlar savaş açmak için ordunuzun olması gerekiyordu” diyerek söze başlanıyor ve “artık tek ihtiyacınız olan bir Internet bağlantısı” diye devam ediliyor.

Pazartesi günü hava kuvvetleri araştırma laboratuarlarında iki yıl sürecek ve 11 milyon dolara mal olacak bir “ofansif siber yaklaşım” planı başlatıldığı alınan haberler arasında. Programın detayları geniş, ancak ana fikri savaş başlamadan önce bilgisayarlara sızıp herhangi bir işlem yapmadan gizlenip beklemek. Herhangi bir saldırı, savaş veya tehdit durumunda ise sızılmış olan bu kritik bilgisayarları kontrol altına alıp çalışmaz hale getirmek. Elbette, aynı işlem stratejik bilgi sızdırmak için de kullanılacak gibi görünüyor.

Bu konuda bir açıklama yapan 8. hava kuvvetleri komutanı General Robert Elder şunları söyledi. “Düşmanlarımızı ilk raundda al aşağı etmeyi planlıyoruz. Internet üzerinden ABD’ye saldırmayı düşünen bir düşman aslında kendi sistemlerinin de çok güvenli olmadığını ve ABD’nin bu konuda yeterli ve sert önlemleri daha önceden almış olduğunu bilmelidir”.


©

Siber Dünya Savaşını Çin Başlatıcak ( Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı )

Siber Dünya Savaşını Çin Başlatıcak
Dünyada güvenliğe ilişkin en büyük tehditlerden birini, gelecek on yılda bilgisayar sistemleri üzerinde bir “siber soğuk savaşın” oluşturacağı yorumu yapıldı.

İnternet güvenlik şirketi “McAfee”nin yıllık raporunda, yaklaşık 120 ülkenin, mali piyasalar, resmi bilgisayarlar sistemleri ve kamu hizmetleri alanında interneti kullanmak için yollar geliştirdiği kaydedildi.
Rapora göre, istihbarat örgütleri halen, zayıf noktalarını bulmak için diğer devletlerin bilgisayar ağlarını sürekli sınıyor ve tekniklerini her yıl daha da geliştiriyor. Raporda, hükümetlerin de acilen sanayi casusluğuna ve alt yapılarına yönelik saldırılara karşı korumalarını güçlendirmeleri gerektiği ifade edildi.


Şirket yetkilerinden Jeff Green, “siber suçların küresel bir sorun haline geldiğini ve önemli ölçüde geliştiğini” kaydederek, bu tür suçların artık sadece sanayi kuruluşları ve bireyleri tehdit etmediğini, giderek artan biçimde ulusal güvenliğe yönelik de tehdit oluşturduğunu söyledi.

Çin’in siber savaşın ön saflarında olduğu yorumu yapılan raporda, Washington’daki İstihbarat ve Araştırma Merkezinin Müdürü James Mulvenon’un “Siyasi ve askeri amaçlarla siber saldırıyı ilk kullanacakların Çinliler olduğu” yönündeki ifadesine yer verildi.

İngiltere’nin Ağır Organize Suçlar Kurumu, Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve NATO’nun verilerinden yararlanıldığı kaydedilen raporda, Estonya’da Nisan ve Mayıs aylarında özel ve resmi internet sitelerine yönelik düzenlenen saldırıların “sadece buzdağının görünen kısmı” olduğu dile getirildi.

Estonya, yoğun olarak internete bağlı olan ülkenin alt yasını felce uğratmayı hedefleyen saldırılardan binlerce internet sitesinin etkilendiğini bildirmişti. Rusya, bu saldırılarda sorumluluğu olduğu iddialarını reddetmişti.

Raporda ayrıca, adı açıklanmayan NATO kaynaklarına dayanılarak, Estonya’daki siber saldırılarla ilgili, “değişik teknikler kullanılarak dikkatli bir zamanlamayla belirgin hedeflere bir dizi saldırı düzenlendiği” kaydedildi.

AB’nin enformasyondan sorumlu temsilcisi Viviane Reding de, Haziran ayında, Estonya’da olanların “bir uyanma çağrısı” olduğu değerlendirmesi yapmıştı.


©

En Çok Arananlar ( Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı )

En Çok Arananlar
Google, 2007′de en çok aranan kelimelerini açıkladı. Ve sonuç olarak “iPhone” en çok aranan kelimeler arasında bir numaradaki yerini aldı. Britney ise peşinde.

Arama motorlarının bu hafta içerisinde açıkladığı verilere göre 2007‘de Google‘da en çok aranan kelime “iPhone” olarak açıklandı. Yahoo‘nun yaptığı açıklamada ise en çok aranan kelime “Britney“. Aşağıda verilen dağılımlardan kullanıcı profilleri konusunda yorumlar yapabilirsiniz veya çok fazla dikkate almadan sadece okuyabilirsiniz. Aradaki kesişim kümesinin boş olması konusunda ise yorum yapmak istemiyoruz.


Yahoo‘da en çok arananlar;

Britney
WWE wrestling
Naruto
Rune Scape
Fantasy Football
Google‘dakiler ise;
iPhone
Webkinz
TMZ
Transformers
Youtube
Club Penguin
MySpace
Heroes
Facebook
Anna Nicole Smith
Dünya genelinde ortaya çıkan bu sonuçlar tabii ki daha çok ABD‘nin arama kriterlerine uyuyor. Ama yine de oldukça ilginç aramlar ilk ondaki yerini almış. Muhtemelen bir çoğunuz bu duruma şaşırmıştır.

Dünya DNS Açığı, Kimi Riske Atıyor? ( Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı )

Dünya DNS Açığı, Kimi Riske Atıyor?
DNS gibi, internetin işlemesi için hayatı bir konuda tehdit oluşursa ciddiye alınması gerekir. Pek çok telekom üreticisinin ortak sorunu olan DNS Cache açığı konusunda, gerçekten risk altında olanlar kim ve eğer sorun giderilmez ise internet çöker mi?

Uzmanlar, yeni DNS cache açığının son derece önemli olduğunu ama DNS konusunda daha önce tehditler yaşandığını ve internet isim sunucuların bu tür tehditler için her zaman hazır beklediğini açıkladılar.


VeriSign Teknik üst yöneticisi Ken Silva, internetnews.com’a “DNS’e karşı bu tür saldırıları, yıllar önce teorik olarak mümkün olabilir diye tartışıyorduk. Aslında bu raporlanan ilk cache açığı değil. 90′ların sonlarından itibaren bu tür sorunlarla karşılaştık.” dedi.

DNS açığı, IOactive penetrasyon testi direktörü Dan Kaminsky’nin, cache saldırısına yol açabilecek bir tasarım hatasını raporlaması sonrası ortaya çıktı.

Saldırı yapıldığında, DNS sunucularda bir hata oluşuyor ve son kullanıcı başka bir siteye zorla yönlendiriliyor. Mesela kullanıcı Google.com yazan kullanıcıyı, Google yerine, saldırganın planladığı siteye gidiyor.

Kaminsky hatayı potansiyel olarak internetin çalışmasını engelleyebilecek bir açık olarak tanımladı.

Sektör uzmanları açığı “tehlikeli” olarak tanımlıyorlar ama korkulduğu kadar büyük bir etkisi olmayacağını düşünüyorlar.

Zaten açık tüm DNS sunucularını etkilemiyor. Versign gibi yönetici ad sunucular risk altında değil. Ama İnternet servis sağlayıcı (ISS) ve şirketlerdeki ad sunucular tehlike altında.

Silva, “.com ve .net uzantıların sunulduğu, ve ICANN ile uzun dönemli bir anlaşma yaparak işletme yapan VeriSign’ın Atlas DSN sunucusu hiçbir tehlike altında değil.” dedi.

Verisign’dan Silva, “DNS hiyerarşi içeren bir sistemdir. Yani çeşitli tabakalar vardır. Mesela www.microsoft.com için hiç bir adres göstermeyiz. Cevap da vermeyiz. Biz sadece sunucuların isimlerini veririz”. dedi.

GoDaddy’den Güvenlik Yöneticisi Neil Warner ise InternetNews.com’a GoDaddy’nin domain ad müşterilerinin DNS cache açığına karşı risk altında olmadıklarını söyledi.

Ama uzmanlar hala sorunun gereken kadar ciddiye alınmadığı uyarısında da bulunuyorlar.

“DNS ve BIND CookBook” isimli kitabın yazarı Cricket Liu, “Bir patlama olacağını sanmam. Konu bir süredir bildiğimiz bir grup olayın birleşimi olarak gözüküyor. Bir süredir, DNS’deki mesaj kimliğinin sadece 16 bit olduğunu, yani yeterinbce güvenli olmadığını biliyorduk.” dedi.

Problem, çoğu DNS sunucunun arka arkaya isim aramalarını kabul edecek şekilde configure edilmesinden meydana geliyor. Sonuçta dünya çapındaki DNS sunucularının yarısı bu tür sorgulara müsade ediyor.

Arka arkaya yapılan aramaları cache eden “yinelemeli” olarak adlandırılan DNS sunucular, bu tür aramalarla ilgili network trafiklerinde yarar sağlıyor. Trafiği azaltıyor.

Silva bunu şöyle örnekliyor “Örneğin 30.000 bilgisayarı olan bir firma düşünün. Bu bilgisayarların hepsi, tek bir web sayfasını arıyorsa, yinelemeli isim sunucular sadece1 kere arar ve diğer aramaları cache’den cevaplar.

Ama uzmanlar yinelemeli sorgulara izin verilmesini diğer DNS sunucularından saldırı almaya müsade edebileceği gerekçesi ile sakıncalı buluyorlar. İdeal olan ISS ya da şirketlerdeki, yinelemeli DNS sunucuların sadece kendi içindeki kullanıcılara cevap vermesi, internet üzerinden gelenlere yinelemeli hakkı vermemesi olmalı.

Hackerlar DNS açığı yakaladı, dünyayı ele geçirecekler ! / Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı )


Hackerlar DNS açığı yakaladı, dünyayı ele geçirecekler !

--------------------------------------------------------------------------------

"Hacker"ların, acilen önlem alınmazsa dünyayı ele geçirmesini dahi sağlayacak ciddiyette bir DNS açığını yakaladıkları duyuruldu. Yazılım mühendisleri panikte.


Alan Adı Sistemi'nde (Domain Name System - DNS) mühendislerin sebep olduğu bir açık, bütün dünyanın başına bela olmak üzere.

Geçtiğimiz ay bilgisayar korsanları tarafından keşfedilen açık, korsanların önbellek dosyalarında saklanan veriyle oynaması anlamına gelen "önbellek zehirlenmesi"ni ve "phishing", yani kullanıcı adı ve şifreyle girilen sitelerin ana sayfalarını dolandırıcıların sunucularında saklanan sahte ana sayfalara yönlendirerek kullanıcı adı ve şifre çalınması eylemlerini son derece kolaylaştırıyor. Açığı suistimal edecek bir kod ise çarşambadan beri ortalıkta dolaşıyor.

Korsanların silahlanmakta olduğunu ve ciddi bir saldırı planladıklarını belirten mühendisler, altı ay önce keşfedilen açığın bir ay önce korsanlar tarafından öğrenildiğini, ağızdan ağıza yayılmaması ve bir savunma yöntemi geliştirilmesi için de bu süre içinde kimseye detaylı bilgi verilmediğini söylediler.

Açığı bulan güvenlik uzmanı Dan Kaminsky ve ekibinin açığı "yamamak" için geliştirdiği "yama" yazılım, doxpara.com adresinden indirilebiliyor. Aynı adresten, bilgisayarın bu hataya karşı zayıf olup olmadığı da test edilebiliyor. Yetkililer, bu yamanın bir tür emniyet kemeri olduğunu anlatarak, tüm internet kullanıcılarını bilgisayarlarını korumaları konusunda uyardı.

Windows Xp sp3 Full ( Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı )

4 parttan oluşan bir cd. Tamamen kota dostu.Servispack 3 kurulu ve 4 part tan oluşuyor.373 mb. Normalde 7 parttan oluşan cd den gereksiz olan ( help dosyaları bazı irenç xp sesleri, fazlalık dil dosyaları ) dosyalar çıakrılmış. Hoş vista sesleri iğrenç xp seslerinin yerine almış ve sistem normal xp ye göre çok daha hızlı. Ben indirdim tavsiye ederim. Cyber-warriordan bir kardeşimin yaptığı bu cd yi sizlerle paylaşıyorum. Boyutunun kucuk olması kesınlıkle yanıltmasın. Kaçınız arapça rusça almanca vb dilleri kullanıyo.Bu diller çok yer kaplıyordu ama bu cd den çıkarılınca boyut bayağa düştü. Normal bir xp yani anlıyacağınız. Eksiksiz. Eskisinden daha hızlı. Daha az ram daha az işemci gücü.Birçok açık kapatılmış.

linkleri kopyala/yapıştır yöntemiyle tarayıcınıza yapıştırarak rapidshareden indirin. Eğer indirmeyi bilmiyorsanız altta bulunan free yazısına tıklayın. Saniyenin dolmasını bekleyın ve download tuşuna basın. Unutmayın rapidshareden aynı anda en fazla 1 tane dosya ındırebilirsiniz.

part1
part2
part3
part4

Sadece Elektrikle Çalışan Araç: Tesla Roadster ( Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı )


Tesla Roadster, 0′dan 100km/h sıza 3.9sn’de ulaşabiliyor ve yaklaşık 250HP gücünde özel bir elektrik motoru ile çalışıyor. Tek şarj ile 300km’ye yakın yol gidebilen araç, 160km/h maksimum sürate ulaşabiliyor. Motor çalışma boyunca sıfır ses üretiyor yani 160km/h hızla giderken bile lastik sesinden başka bir ses işitmiyorsunuz. Özellikle çekişin çok kuvvetli olması sürüş keyfi açısından harika bir deneyim yaşatıyor. Şahsen böyle bir araçla dünyanın heryerini dolaşabilirim çünkü ne motor sesi var ne de performans zaafı. Her yönden müthiş olan araç, keyfine düşkün kişiler için biçilmiş kaftan. Süper otomobilleri aratmayan bu aracın fiyatı ise 80.000$ seviyesinde olacak. 200.000$ verip bir Lamborghini Gallardo almaktansa ondan çok daha esnek ve performanslı olan bu aracı almak daha akıl karı olur. Arkadan itişli ve 2 ileri vitese sahip olan araç, 13.000RPM devire ulaşabiliyor. 3.5 saatte tam şarj olan arabanın 100.000 mil ömrü olan bataryası mevcut. Batarya cinsi olarak da, cep telefonlarımızdan aşina olduğumuz Lityum-iyon pil kullanıyor. Verimi %100′e yakın olan motor sadece elektriğin bir bölümünü ısı enerjisi olarak dışarı atıyor. Onun dışında çalışmak için oksijene falan da gerek duymuyor, yani sadece şarjı olsun yeter. Yıllarca hiç sorun çıkarmadan kullanılabilecek son derece basit bir motor yapısı olan araç geleceğin otomobil teknolojisinin öncüsü olarak görülüyor.
kaynak :
http://www.bilgiustam.com/sadece-elektrikle-calisan-arac-tesla-roadster/

Güneş Enerşisi ( Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı )

GÜNEŞ OTOMOBİLLERİ NASIL YAPILIYOR?

Yalnızca elektrikle ilerleyen otomobiller düşüncesi 1900'lerin başından beri var. Ne var ki bu düşünce petrol ürünleriyle çalışan otomobiller arasında hep çok küçük bir orana sahip oldu. Bu anlamda güneş enerjisiyle çalışan otomobiller de aslında elektrikle çalışan otomobil demek. Güneş enerjisinin elektrik enerjisine dönüştürülerek kullanılmasıyla otomobile itiş gücü sağlanması amaçlanıyor. Bunun için otomobilin üstüne yerleştirilen özel parçalar kullanılıyor. Elektrik enerjisine dönüştürülen güneş ışığı bir pilin içinde depolanıyor. Hans Tholstrup ve Larry Perkins'in 1983 yılında Avustralya'da Perth'ten Sydney'e kadar Güneş enerjili bir otomobille gitmesiyle gözler bir anda bu otomobillere çevrilmişti. Bu otomobiller geleceğin otomobilleri ola-bilir miydi? O tarihten günümüze dek pek çok kişi güneş arabalar üzerinde çalışmayı sürdürdü. Her yıl yapılan çeşitli yarışlarda bu otomobiller geliştiriliyor. Bununla birlikte güneş enerjisiyle çalışan bir otomobilin ana parçaları üç aşağı beş yukarı şöyle:

Motor: Otomobilin hareket etmesini sağlayan bölüm

Motor düzenleyicisi: Motora ne kadar elektrik gideceğini ayarlar, enerji akisim düzenler.

Güneş aksamı: Bu aksam otomobilin üzerinde bulunan güneş panellerinden oluşur. Bir otomobilin üzerinde kaç tane panel olacağı aracın tasarımına göre değişir.

Mppt (maximum point power tracker, Enerjiyi düzenleyen birim): Bu parça Güneş aksamından gelen enerjiyi en üst düzeye ulaştırır. Aracın üzerindeki güneş aksamı çeşitli bölümlere ayrılmıştır ve her bölüm mppt'ye bağlıdır. Bu birim her biri farklı oranlarda elektrik üreten birimlerin verimliliğini en üst noktaya çıkarır. Bu birim olmasa, otomobil yalnızca güneşten o anda gelen verimsiz bir enerjiye mahkumdur.

Piller: Burada elektrik depolanır. Bu piller olmasaydı güneş enerjili otomobillerin makul bir performans sergilemesinden söz edemezdik. Güneş enerjisiyle hareket eden bir otomobil, saatte ortalama olarak 70-120 km hıza ulaşabilir. Otomobil bu hızı, kullandığı pillerine borçludur. Araç, piller sayesinde ortalama hızını bulutlu havalarda, tünelde ya da yağmur altında koruyabilir. Oysa bu piller olmasaydı otomobillerin hızı saatte yalnızca 10-20 kilometre olabilirdi.

Gövde Tasarımı: Güneş enerjili otomobiller için bugüne dek birçok farklı tasarımı kullanıldı. Formula 1 yarışlarında yansan otomobillerin aksine, Güneş enerjisiyle çalışan otomobillerin yarışlarında belirlenmiş tek bir tasarım kullanılmıyor. Motoru soğutacak radyatör gibi parcalari olmadigi için normal otomobillere göre daha avantajlı oldukları bile söylenebilir. Güneş'ten olabildiğince yararlanmak için gövdeleri genellikle uzun ve geniş tasarlanır. Yere yakın ve düz olan yüzeyiyle, sürtünmeye ve havanın direncine karşı daha dayanıklıdır.

Şasi: Aracın şasisi her şeyin üzerine kurulduğu ve aracı bir arada tutan parçadır. Aracın gövdesiyle şasisinin bir olduğu yumurta tipli tasarımlar olduğu gibi farklı geliştirilmiş otomobiller de bulunuyor.

Malzeme: Otomobillerin yapılmasında olabildiğince hafif malzemeler tercih ediliyor. Teknolojinin de gelişmesiyle oldukça hafif malzemeler üretilir oldu. Bazı tasarımcılar otomobillerini fiberglas ya da karbon fiberden yaparken, kimileri de bambu, pirinçten yapılmış kağıt gibi malzemeler kullanıyor.

Tekerlekler: Güneş enerjisiyle çalışan otomobillerin tekerlekleri normal otomobillerinki gibi değil. Onlar gibi seri halde üretilip her yerde bulunmuyor. Bununla birlikte bunları yapan üreticiler var. Normal bir otomobilde bir tekerleğin dönüş direnci 11-13 kg/ton iken, bu oran güneş enerjisiyle çalışan otomobillerde 2,5 kg/ton'a kadar düşüyor.

Frenler: Güneş enerjisiyle çalışan otomobillerde iki tür fren kullanılıyor. İlk tür fren elektrikli. Elektrik motoru, gerektiği zaman güç keserek aracın yavaşlamasını sağlıyor. Bunun yanında tıpkı normal otomobillerdeki mekanik frenlerin benzerlerini görmek de mümkün. Ama Güneş enerjisiyle çalısan otomobillerin yavaşlamak için normal otomobillere göre daha az güce ihtiyacı olduğu için frenler daha küçük. Bunlardan başka bisiklet ve motosikletlerde kullanılan türden frenler de bu araçlarda kullanılabiliyor.


Tüm bunlardan başka, otomobilin performansını etkileyen başka şeyler de var elbette. Bunlardan biri güneş hücrelerinin verimliliği. Bir hücre ne kadar verimliyse o kadar iyi elektrik üretir. Bu verimlilik yüzde 8 ile yüzde 26 arasında değişebilir. Bunu daha iyi anlamak için şöyle düşünelim: Öğle saatlerinde güneş, metrekarede 1000 watt enerji üretir. Bir Güneş pilini yüzde 20,5 verimle kullanırsak elde edeceğimiz enerji, metrekarede 205 watt olur. Güneş enerjisiyle çalışan ortalama bir otomobildeyse yaklaşık 8 metrekare güneş paneli bulunur.


kaynak : http://www.obitet.gazi.edu.tr/obitet/gunes_enerjisi/gunes_arabalar_yapimi.htm

Delphi programlama dili hakkında (for Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı)

Merhabalar.

Programlamaya başlamadıysanız ve programlama öğrenmek ıstıyorsanız delphi eşsiz bir fırsat.
Delphi görsel olarak tasarım yapabilceğiniz çok zor olmayan kullanışlı bir programlama dilidir. Öğrenme aşaması için en ideal dillerden brisidir. Kimileri için ölü bir dil olmasına rağmen delphi, hack tool yazımı için birçok kişi için en ideal dildir.

Delphi ile ilgilenen arkadaşlar varsa eğer bana icebreaker@w.cn adresinden ulaşabilir.

(Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı)

Msn ve Mail Security ( For Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı )

Merhabalar bu dökümanda basit bir şekilde msn ve mail şifrelerimizi korumayı öğreneceğiz.
Mail hack olayının tarihine bakacak olursak eğer çok eskilere dayanır. Eskiden mail hack in geçerli bir amacı vardı. 1970 li yıllarda mailler ücretliydi. Hotmail gibi bir mail almak için ciddi miktarda paralar vermek gerekiyordu. Bu hacker lar mail adreslerine para vermemek için hack yapıyorlardı. Fakat bu günümüzde tamamen değişti.Artık zevk için mail çalan insanlar var ve bunlar hacker değiller!. Harddisk gibi mail adresleri ortaya çıktı. Hem de ücretsiz. Google yahoo hotmail vb. mail hizmeti veren firmalar kalite ve kota konusunda yarış içindeler.
Aslında zevk için hack yapılmaz. Geçerli bir amacı olması gerekir.Artık mail hackleyenlere msn hackleyenlere hacker diyemeyiz.Hatta buna hack bile diyemeyiz. Hack kavramı bu kadar basit değil!

Nasıl korunuruz.
1- İnterntte şifre konusunda PARANOYAK olun.
2- Sayı, harf, işaret içeren şifreler oluşturun.(Hatta bunun daha ileri aşaması ascii karakterlerle şifre oluşturmanız.Böylece bruteforce olayı(deneme yanılma ) olayı %99.9999999999999999999999999999999(daha yazamıyacağım 9 var) oranda etkisiz kalır.)
3- Kimseye şifrenizi söylemeyin (Arkadaşlarınıza kesinlikle söylemeyin.Başınız yanar)
4- Gizli sorunuzun cevabı soruyla alakası olsun. mesela ilk köpeğiniz = Ford transit gibi)
5- Kesinlikle iyi bir antivirüs edinin.(nod32 işinizi görür. Free olması da cabası)
6- Kesinlikle şifrenizi bilmediğiniz yerlerde girmeyin.
7- İndirdiğiniz programlarda ya da girdiğiniz sitelerde fake olabilir. Fake ler hotmail live vb sayfaların kopyasıdır. Bunlar eğer kullanıcı adı ve şifre isterse girmeyin.Yoksa doğrudan şifreniz mail adresınızı çalmak isteyen kişiye ulaşır


şimdilik bu kadar yeter. yeni başlayanlar bunlara dikkat ederse gayet güvenli bir hesaba sahip olur.Ama mail adresinin çalınmaması HİÇBİR ZAMAN İÇİN kesin değildir.

(Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı)

Sayaç


1 Ağustos 2008 Cuma

Hosting & Domain Hakkında Tüm Bilgiler [ Makale ]

BÖLÜM-1 : BARINDIRMA(HOSTING)



İlk önce bilmemiz gereken bazı kelimelerin Türkçeleri :

Domain : Alan Adı

Hosting : Barındırma,Alan Tahsis Etme

Reseller : Kısacası Bayilik diyebiliriz

Server : Sunucu

Dedicated Server : Yönetilebilir Sunucu

VPS (Virtual Private Server ) : Sanal Özel Sunucu

NS (Name Server) : İsim sunucusu

Data Center : Veri merkezi





Internet Nedir?

Yayındaki web siteleri nasıl yayınlanıyor, bu siteler uzayda mı duruyor, kablolarda mı duruyor diyeceksiniz. Tabii ki hayır. Herşeyden önce internetin anlamını bilmek gerekiyor. Internet dünyadaki bilgisayarların birbirine bağlanmasıyla oluşturulmuş dünyaya yayılmış bir ağdır. Yani internet kafelerdeki veya işyerinizdeki bilgisayarlardan birbirimize dosya gönderebiliyor veya oyun oynayabiliyorsak bu o ağdaki bilgisayarların birbirine ağ ortamı ile bağlı olmasından kaynaklanmaktadır. İşte internet de tüm bilgisayarların kullandığı ortak bir ağdır.



Sunucu Nedir ?

Görevi dışarıdan gelen isteklere cevap vermek olan ve içinde, bu isteklere karşılık verebilmesi için gerekli olan programların kurulu olduğu bilgisayardır.

Sunucu denilen bu bilgisayarın, normal bilgisayarlar ile arasındaki fark performans/hız/dayanıklılık gibi konulardır. Sunucu olarak kullanılacak bilgisayarlar normal bir bilgisayardan daha farklı bir yapıda üretilirler.

Normal Bir Bilgisayar ile olan Farkları Nelerdir?

Çok hızlı bir işlemciyi barındırırlar
Genellikle 1 den fazla işlemci barındırırlar. Günümüzde 2,3,4,5 e kadar işlemci barındıran sunucular kullanılmaktadır.
Büyük bir belleğe ihtiyaç duyarlar. Günümüzde 1,2,3,4 GB a kadar bellekli sunucular kullanılmaktadır.
Büyük bir harddisk'e ihtiyaç duyarlar. Günümüzde 80GB-320GB kapasiteli harddiskler kullanılmaktadır.
Çok güçlü soğutma sistemlerini barındırırlar.
7 gün 24 saat kesintisiz olarak çalışacak biçimde tasarlanırlar.
Bu kadar yüksek donanımları barındırmakla beraber küçük olmaları yer kaplamamaları açısından önemlidir.
Sunucu Çeşitleri Nelerdir?

Tower Kasa : Bu kasalar şekil olarak normal bir bilgisayar ile benzer yapıdadır. P4 kasa ile aynı yükseklikte ve biraz daha geniş yapıdadırlar. Büyüklük olarak dezavantajları vardır.

Rack Kasa : Yatay ve ince yapısı nedeniyle, daha çok tercih edilmektedirler.







Data Center Nedir ?

Sunucuların barındırıldıkları merkezledir. Bu merkezler sunucular dışında pek çok özelliğe sahip olmalıdırlar.

Bu özellikler :

Yeteri kadar sunucuyu barındırabilecek büyükülükte olma
Sunucular yüzünden ısınan havayı soğutması için klimalar ve soğutma sistemleri
Sunucuların , dolayısıyla da web sitelerinin kesintisiz olarak çalışabilmesi için , elektrik kesintilerine karşı önlem olarak güç kaynakları (UPS=Uninterruptible Power Supply=Kesintisiz Güç Kaynakları) ve Jeneratörler
Web sunucularının çok önemli bilgileri bulundurukları düşünülürse (banka bilgileri,şirket bilgileri ..vs) , olası bir yangına karşı yangın söndürücüler.
Veri hırsızlığını önlemek için güvenlik (kamera,güvenlik görevlisi ...vs )
Sunucuların veri akışını sağlayacağı geniş bant internet bağlantıları (100Mbit,1,2,5Gbit)




Şimdi asıl soruya gelelim hosting nedir?

Yukarıda anlattıklarımız ile özetlemek gerekirse , şirketler veri merkezleri (data center) lar kurarlar ve içlerini sunucular ile donatırlar. Daha sonra da bu sunucuları ya komple ya da parça parça kiralamayı tercih ederler. Web sitesi sahipleri de bu sunucularda sitelerini barındırırlar. Yani host ederler. İşte bu olaya hosting denir.



Bir kaç hosting türü vardır;

Örneklerle açıklayabilmemiz için veri merkezi (data center) sahibi firmaya TECH A.Ş diyelim.

1- Dedicated Server Hosting : TECH A.Ş'nin sunucularından herhangi birini başka bir firmaya komple kiralaması olayına denir. Bu tür hosting'de sunucunun tüm yetkileri kiralayan kişidedir. Tüm ayarlar,program kurulumları, güvenlik(yazılımsal) ..vs gibi olaylardan satın alan kişi sorumludur. TECH A.Ş nin tek sorumluluğu sunucunun güvenli bir ortamda kesintisiz olarak çalıştırılmasıdır. Bazı durumlarda satın alan kişi servis ücretini ödeyerek TECH A.Ş nin sunucuya müdahale etmesini ve bazı ayarları yapmasını isteyebilir. Sunucu sahibi sunucuya istediği yazılımı kurabilir ve istediği kadar da site barındırabilir. Tabii sunucu hızının ve kapasitesinin el verdiği derecede.

2- Virtual Private Server : Bu tür hostingde sunucunun ana kontrolü TECH A.Ş'de dir. TECH A.Ş kurduğu bir yazılım aracılığı ile ( Örn: Virtuozzo ) sunucuyu sanal sunuculara böler ve bu şekilde VPS almak isteyenlere kiralar. Yani gerçek bir sunucu, sanal sunuculara bölünerek 4,5 tane sunucuymuş gibi kullanılabilir. Bunda sunucu ana kontrolü TECH A.Ş de olduğu için sunucu güvenliğinden ve yazılım ayarlarından TECH A.Ş sorumludur. VPS sahipleri de sanki kendi kontrollerinde bir sunucu varmış gibi , ek ayarlar yapıp, ek yazılımlar kurabilirler. Sanki ellerinde gerçek bir sunucu varmış gibi ayarlar yapabilirler. Bu seçenekte de birden fazla siteyi barındırabilirsiniz.



3- Co-******** : Bu hizmette herhangi bir kişi kendi parası ile dışarıdan bir sunucu kasası satın alır ve TECH A.Ş ye giderek bu sunucuyu barındırmasını ister. Ücret olarak TECH A.Ş ye aylık bağlantı ( geniş bant ) ücreti verir. Ayar ve kontrol olayı Dedicated Hosting deki gibidir. Yukarıda da söylediğimiz gibi tek farkı , sunucunun ücretini kişinin kendisinin vermesidir.

4- Hosting ( Shared Hosting ) : İşte bizim en çok kullandığımız kelime olan hosting (kullandığımız anlam olarak) bu kategoriye girer. Bu hizmette sunucu sahibi firma size web siteniz için bir alan tahsis eder ve siz de bu alanı kullanarak sitenizi buraya yüklersiniz ve siteniz yayınlanmaya başlar. Tabii bir de alan adı gereklidir. Ona yazının biraz ileriki bölümlerinde detaylı olarak değineceğiz. Bu tür hostingde sadece 1 adet siteyi barındırabilirsiniz. 2.ci bir alan adı için yeni bir hesap almak durumundasınız.

5- Reseller Hosting ( Bayilik ): Buna bir üst madden,n toptancıları diyebiliriz. Sunucu ayarlarında çok kısıtlı imkanlara sahiptir. Sadece siteler ile ilgili ayarlar konusunda söz sahibidir. Toptan aldığı alanı başkalarına perakende olarak satar. Ama sunucu güvenliği , ayarları vs konusunda başı fazla ağrımaz çünkü bu ayarlardan sorumlu kişi sunucu sahibidir.



Linux Hosting Nedir ? Windows Hosting Nedir ? ( PHP ve ASP Hosting )



Linux Hosting : Linux işletim sisteminin kurulu olduğu sunuculardan satılan web sitesi alanlarına denir. Linux bilgisayarında kullandığınız Windowstan farklı bir işletim sistemidir ve kullanımı son kullanıcıya göre pek kolay değildir. Kaynak kodlarının açık olması ve bedava olması sebebiyle güvenlik açısından daha sağlam olarak nitelendirilen bir işletim sistemidir.

Bu sunucuların özellikleri :

Ana özellik olarak PHP tabanlı siteleri stabil ( sorunsuz ) olarak çalıştırabilirler.
HTML,Javascript,Java,Flash çalıştırabilirler. ( Bunlar kullanıcı tabanlı olduğu için tüm sunucularda mevcut olan özelliklerdir. )
MySQL veritabanını çalıştırabilirler.
PHP4,PHP5,Perl,CGI,Ruby,ColdFusion çalıştırabilirler.
Windows Hosting : Windows işletim sisteminin kurulu olduğu sunuculardan satılan web sitesi alanlarına denir. Bu sunucularda evimizde kullandığımız windowsların server sürümleri kullanılır. Normal windowstan farklı olmalarının sebebi ise sunucuların farklı gereksinimlere ihtiyaç duymaları ve güvenliktir. Paralı olması ve daha fazla saldırı alması sebebi ile sunucu sahiplerinin maliyetlerinin artmalarına sebep olurlar. Bu yüzden dünya genelinde daha çok linux sunucular kullanılır.



Bu sunucuların özellikleri :

Ana özellik olarak ASP tabanlı siteleri stabil ( sorunsuz ) olarak çalıştırabilirler.
HTML,Javascript,Java,Flash çalıştırabilirler. ( Bunlar kullanıcı tabanlı olduğu için tüm sunucularda mevcut olan özelliklerdir. )
MS Access, MsSQL , MySQL veritabanını çalıştırabilirler.
ASP,ASP.NET,ColdFusion çalıştırabilirler.
Not: Windows sunucuların çoğu PHP de çalıştırabilir ( Yüklü olup olmamasına bağlı ) . Fakat siteniz PHP tabanlı bir site ise sorun çıkarmaması ve güvenlik açısında kesinlikle Linux sunucu önerilir.



Genel Bilgiler :



Web Alanı : Sunucuda bulundurabileceğiniz dosyaların toplamdaki max. boyutunu ifade eder. Dosyalarınızın toplam boyutu bu belirlenen miktarın üzerine çıktığında ekstra ücret ödemek durumunda kalırsınız.

Aylık Trafik : Bu terimi kota diye tabir edebiliriz. Günümüzde ADSL de kullanılan kota ile aynı anlama gelir. Ama bu limit sizin için değil sunucu için geçerlidir. Normal bir kişisel sitenin aylık trafiği 1GB-2GB civarınıdadır. Bu yüzden fazla ücret ödeyip fazla trafik bulunduran host paketleri satın almaya gerek yoktur.

Not: Forum ve Hazır Siteler sürekli veritabanı ile çalıştıkları ve birazda büyük oldukları için bu trafik 3GB-5GB civarına çıkabilmektedir. Tabii burada söz konusu olan trafik miktarı ortalama bir değerdir. Siteden siteye değişiklik gösterir.

MsSQL veya MSAccess : Bunlar windows sunucularda kullanılan veritabanlarıdır.

MySQL : Genelde linux sunucularda kullanılan veritabanıdır.

FTP Account ( FTP Hesabı ) : Bu ftp adresinize şifreli giriş yapılabilmesi için tanımlayabileceğiniz max. hesap sayısıdır.

E-Mail Account ( E-Mail Hesabı ) : Oluşturabileceğiniz max. e-mail adresidir. Bu adresler xxxxxxx@alanadınız.com şeklindedir.

Subdomain : Gerçek alan adınızın altında oluşturabileceğiniz alan adı sayısıdır. ( Örn : ali.alanadınız.com , veli.alanadınız.com ) Bunları oluşturduğunuz anda FTP hesabınıza giriş yaparsanız ana dizinde "ali" ve "veli" diye klasörlerin oluştuğunuz göreceksiniz. ali.alanadınız.com yazdığınızda karşınıza çıkan içerik işte bu "ali" klasörünün içeriğidir. Aslında [LinkLeri Sadece Forumumuza Üye olanlar Görebilmektedir. 10 Saniyenizi Ayırarak Üye oLmak için TıkLayınız...!!!] yazark da buna ulaşabilirsiniz. Fakat kullanım kolaylığı açısından da ali.alanadınız.com yazarak da bu alana ulaşabilmeniz sağlanmaktadır.

Parked Domain ( Barındılacak Domain ) : Bu sizin satın almış olduğunuz hosting hizmetindeki barındırabileceğiniz alan adı sayısıdır. Kullanmayacağınız domainlerinizi hostinginizde park halinde barındırabilirsiniz. Domainize ulaşmak isteyenlerin karşısına hiç bir sayfa gelmemesi yerine bu domainin park halinde olduğunu ve bir sahibinin olduğunu belirten bir sayfa gelecektir.

Addon Domain ( Ek Domain ) :Almış olduğunuz hosting paketiniz üzerinde birden fazla domain barındırabilme özelliğidir. Her bir domain kendisine ait disk alanına, email adresine ...vs sahip olup, hosting paketinize ait disk, bandwidth limitlerini paylaşmaktadır. Eklemek istediğiniz domain başına ücretlendirilir. Yani yeni domain adınızı mevcut hostunuzda bir alt klasöre yada bir subdomaine yönlendirmek add-on hosting olarak tanılanmaktadır.

CPanel,Plesk,Helm,DirectAdmin : Bunlar web alanınızı yönetmeniz için size gerekli kolaylığı sağlayan arayüzlerdir.



Bu panellerin kullanımını denemek için logolara tıklayın...





>>>>>>Demo CPanel<<<<<>>>>>>Demo Plesk<<<<<>>>Demo Helm<<>>>>Demo DirectAdmin<<<



Plesk Denemek İçin Şifre Bilgileri >>>>>>>>>> K.Adı: demo.swsoft.com Şifre: plesk

Helm Denemek İçin Şifre Bilgileri >>>>>>>>>> K.Adı: demouser Şifre : password

DirectAdmin Denemek İçin Şifre Bilgileri >>>>> K.Adı: demo_user Şifre: demo


kaynak

Turizm Kaynakları

Turizm, barınma (konaklama) yerlerine ait birincil kaynakların cazibesine bağlıdır.
Doğal kaynaklar (iklim, peyzaj, ekosistemler)
Kültürel kaynaklar (kentsel miras, sanat, arkeolojik değerler, gelenekler, bilimsel değerler, folklorik sanatlar, alt-kültürel biçimler)
Sosyal kaynaklar (sosyo-demografik özelliklerle birlikte potansiyel turizm girişimcileri, yetenekler, mali sermaye, bilgi birikimi, sağlık – çevre – mülk koruma sistemi, yerel topluluk eğilimleri vs.) .
Turist konaklama yerleri ikincil kaynaklar da sağlarlar:
Barınma sektörü (otel, motel, kamping, konuk evleri vs.)
Yemek sektörü (café, lokantalar, bistro vs.)
Seyahat düzenleme sektörü (acentalar, tur operatörleri vs.)
Taşıma sektörü (havayolu, bot, tren, otobüs, vs.)
Eğlence sektörü (Oyun ve dans salonları vs.)
Bilgilendirme sektörü (turizm enformasyon şebekesi)
Tamamlayıcı hizmetler, servisler ve servis altyapısı

Bilginin Tek Adresi Bilginin Tek Kaynağı

Merhaba arkadaşlar.Ben yarışmaya katılmadım.Sadece deneme amaçlı bu siteyi açıyorum.